29 Aralık 2010 Çarşamba

Soğuk Kış Gecelerinde Sıcak Şarap İçilir...


Geçen cumartesi Ürün Sanat Galerisi'nde üç takı tasarımcısı arkadaşımla birlikte katıldığımız "Takı Sergisi"nin açılışı vardı.
Ben açılışta ikram edilmek üzere "Sıcak Şarap" hazırladım. Çok beğenilince tarifini vermeye karar verdim. Ne de olsa soğuk geceler başladı.. Belki kar bile yağar.. Sıcak şarabınızı hazırlayıp buzdolabına koyun, soğuk gecelerde ısıtıp ısıtıp içersiniz..

Malzemeler
3 şişe kırmızı sofra şarabı
1 iri portakal
20 adet karanfil
1-2 adet çubuk tarçın
6-8 adet kakule
2 adet kuru kök zencefil
4 su bardağı ev yapımı vişne şurubu
(Eğer ev yapımı vişne şurubunuz yoksa, doğala en yakın bir vişne suyunu kullanın.)

Yapılışı
Şarapları bir tencereye boşaltın. Portakalı yıkayıp, karanfilleri aralıklarla portakala saplayın. Bu portakalı, tarçın çubuğunu, kök zencefilleri ve kakuleyi şarabın içine koyup, tencerenin kapağını kapatın ve bir gece oda sıcaklığında bekletin.
Ertesi gün şarabı içindekilerle birlikte kaynatın.
Vişne şurubunu da ekleyip karıştırın ve son kez bir taşım kaynatın. Tencerenin kapağını kapatıp, şarabınızı soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra içindekileri süzerek şişelere boşaltın, buzdolabında saklayın. Her seferinde içeceğiniz miktarı kaynatmadan ısıtıp, keyifle için.


Vişne Şurubunun Yapılışı
Bu şurup için ölçü vermeyeceğim. Çünkü tariften de anlaşılacağı gibi şeker vişne suyunun içinde eridikçe şeker ilave edilecektir. İşte tarifi:
Vişnelerin çekirdeklerini ayıklayıp, suyunu sıkın ve telsüzgeçten süzerek büyükçe bir kavanoza koyun. İçine toz şekeri ilave edin, şekeri eriyinceye kadar karıştırıp kavanozu güneşte bırakın. Şeker dibine çöktükçe yeniden karıştırın. Vişne suyu şekeri çektiğinde yeniden şeker ilave edin. Ta ki vişne suyunun dibindeki çökelti yok olmayıncaya kadar şeker ilave edin. İçinde koruyucu olmadığından buzdolabında saklamanız uygun olacaktır.
Yapılması sabır ve zaman istiyor anlaşıldığı gibi. Ama sonunda çok lezzetli bir şurup elde edeceğiniz kesin.
Şurubunuza su ve buz ilave ederek sıcak yaz günlerinde güzel bir içecek elde edebilirsiniz. Kış soğuklarında da sıcak şarabınızı tatlandırıcı olarak kullanabilirsiniz. Böylece şarabınızda vişne şurubunun ekşimsi tatlılığı olacaktır.

Yeni Yılda buluşmak üzere hoşçakalın..

19 Aralık 2010 Pazar

AŞURE


Annemin en sevdiği renk siyah değildi. Grileri, lacivertleri tercih ederdi kıyafetlerinde. Yalnız bir adağı vardı, "Muharrem" ayı boyunca hep aynı iki siyah bluzu, değiştire değiştire giyerdi. Ayın sonu geldiğinde de onları yıkar, paketler, onlara bile ihtiyaç duyacak birine yanında başka bir şeylerle birlikte verirdi. Son yıllarında bu adağını bıraktı; benim de hiç aklıma gelmedi, neden sürdürmediğini sormak.
Muharrem aylarında aklımda kalan bir şey de komşularda aşureler pişerken bizde de zerde pişmesi idi. Bu zerdeler, bir yas ayı olan muharrem gecelerinde evlerde okutulan duaların ertesinde ikram edilirdi.
Komşularda ise aşure, ayın onuncu günü anlamına gelen "aşura"da pişerdi.
Nuh Peygamber'e gönderme ve bolluk ve bereketin sembolü olan aşure neden Muharrem ayının onuncu günü olan, Kerbela olaylarının gerçekleşmiş olduğu o günde yapılırdı, hala da anlayabilmiş değilim.
Beni ilgilendiren hangi gün yapılırsa yapılsın, gerçekten bereketi, bolluğu ve paylaşımı bunca güzel açıklayan bir yiyeceğin yüzlerce yıldır yapılıyor ve dağıtılıyor olması. Tek yakınlığımız sokakta selamlaşmak olan komşularımızın bile kapılarını çalıyor olmak nasıl güzel bir ritüel.
Ben de her yıl gününe bakmaksızın, kuruyemişçilerde buğdaylar ve çeşit çeşit kuruyemişler ve kurumeyveler boy gösterir göstermez, malzemelerimi tamamlayıp aşuremi pişiririm. Hem kendimiz yeriz, hem gelenlere ikram ederiz, hem de komşularıma az az da olsa dağıtırım.

Bugün de, birçok yerde tarifini bulacak olsanız da kendi aşuremin tarifini vereceğim. Çünkü buradaki tarifleri biraz da kızlarıma ilerde bir yemek tarifleri defteri olsun diye de yaptığımı itiraf etmemin sırası galiba.

Ana Malzemeler
2 su bardağı buğday
1 su bardağı nohut
1 su bardağı kuru fasulye
1 çay bardağı pirinç
3 su bardağı toz şeker
1 tatlı kaşığı tarçın
1 çay bardağı gül suyu

Yan Malzemeler
Bu kez fotoğrafta da gördüğünüz aşağıdaki yan malzemeleri kullandım.
12 kuru kayısı ve 6 kuru incir sabahtan ıslatılacak
1 avuç kuru üzüm
1 avuç dut kurusu
1 avuç karadut kurusu
6 kestane şekeri
3 hurma
1 avuç dolmalık fıstık
1 avuç kuş üzümü
1 avuç yabanmersini

Yapılışı
Nohut ve kurufasulyeyi bir gün öncesinden oda sıcaklığında su ile ıslatın. Aşureyi pişireceğiniz zamana kadar ara ara suyu boşaltıp, yenileyin. Buğday ve pirinci ise gece altı bardak oda sıcaklığında su ile bir tencereye koyup su kaynayıncaya kadar bekleyin. Su kaynayınca ateşi söndürüp tencerenin kapağını kapatın.
Ertesi sabah bu buğday-pirinç karışımına nohut ve kuru fasulyeyi ve altı bardak daha su ilave edip karışımı pişmeye bırakın. Ara ara karıştırıp dip tutmamasını sağlayın. Karışım kaynadıkça suyunu çekecektir. Suyunu çektikçe ayrı bir yerde kaynattığınız sudan her seferinde üç bardak alıp ilave edin. Sonunda toplam yaklaşık otuz bardak su çekecektir. Kıvamı kişiden kişiye değişir. Ben akışkan ve kıvamlı olanı severim. Eğer katı olmasını istiyorsanız daha az su koyabilirsiniz.
Bu pişirme işlemi yaklaşık üç saat ve nohutlar iyice pişene kadar devam edecektir. Nohutlar piştikten sonra daha önceden hazırladığınız kurumeyve ve yemişleri ve tarçını da ilave edip karıştırın.
Tarçın rengini karartacaktır. Eğer tarçından ve renginden hoşlanmıyorsanız tarçını koymayabilir ya da sonradan üstüne serpebilirsiniz.
Şimdi sıra şeker ve gülsuyunu ilave etmeye geldi. Bunları da ekledikten sonra hepsinin son bir kez kaynamasını bekleyin ve ocağı söndürün.
Bu tarifden yaklaşık elli kepçe aşure olacaktır. Yapmak istediğiniz miktara göre yukarda listelediğim malzemeleri artırıp ya da azaltabilirsiniz.
Artık aşureleri kaselere boşaltıp, üzerlerini nar, fındık, ceviz, kuru kayısı ve istediğiniz başka malzemelerle süsleyip komşulara dağıtmaya geldi sıra.
Kolay gelsin!

12 Aralık 2010 Pazar

AYVALI KEK


Cumartesi günü hava birden soğudu. "Tamam", dedik "kış geldi ve çok soğuk bir kış olacak; çünkü dağ taş ayva dolu olmasından belli". Oysa bugün yine bahara döndü hava, ve unutuverdik kışı.
Ama dünden aklıma koymuştum Ayvalı Kek yapmayı. Yaptım da. İşte tarifi..

Malzemeler

Kek hamuru için:
3 yumurta
1 su bardağı toz şeker
1/2 su bardağı çay demi
1/2 su bardağı sıvı yağ
2 su bardağı un
1/2 su bardağı kepek
1 paket kabartma tozu
1 paket şekerli vanilya
1 tatlı kaşığı toz tarçın
(1 kaşık galete unu)
Ayvalı karışım için:
2 su bardağı küçük doğranmış ayva
1/2 su bardağı toz şeker
1/2 su bardağı ufalanmış ceviz
1 tatlı kaşığı toz tarçın
1 tutam toz zencefil

Yapılışı

Kekin hamurunu listelenmiş malzemeleri (galete unu hariç) sırasıyla karıştırarak hazırlayın.
Ayvaları küçük küçük doğrayın. Bir tencerede üzerine yarım su bardağı toz şekeri ve bir kaşık kadar su ilave ederek pişirin. Ayvalar suyunu bırakabilir, suyunu çektirmeye uğraşmayın. Şeker eriyip kaynamaya başlayınca ocağı söndürün. Ayvaları bir delikli kepçe ile alıp bir kaba koyun ve soğumaya bırakın. Ayvalar soğuduktan sonra içine ceviz, toz tarçın ve toz zencefili ilave edip karıştırın.

26 cm çapında bir fırın tepsisinin tabanına ve kenarına pişirme kağıdı yerleştirin. Kağıdı tutturmak için çok az margarini kağıt ile tepsi arasına sürerek yapıştırıcı gibi değerlendirebilirsiniz.
Kek hamurunun yarısını hazırladığınız tepsiye döküp yayın. Üzerine galete ununu serptikten sonra ayvalı karışımı bu hamurun üzerine yayın.


Daha sonra kek hamurunun kalanını da tepsiye yerleştirip, tepsiyi önceden ısıtılmış 170 derece sıcaklıktaki fırına koyup 40 dakika pişirin.

Bence ılık olarak ve kahve ile deneyin.
Afiyet olsun!