30 Ağustos 2010 Pazartesi

Fırında Levrek

Çiftlik Levreğine Saygıyla..




Balık av mevsiminin başlamasına çok az kala, soframızı yaz boyunca balıksız bırakmayan levrekle bir tarif vermeyi uygun buldum.
Bu yemek "ne yesek" diye düşündüğümüzde, pek fazla da vaktim yoksa, hemen yapıverdiğim doyurucu, sağlıklı ve elbette lezzetli bir seçenek..

Malzemeler
(4 kişilik)
2 adet levrek (her biri yaklaşık 600 gramlık çiftlik levreği)
4 adet orta boy domates
4 adet yeşil köy biberi
1 adet orta boy soğan
4 diş sarımsak
1/2 çay bardağı zeytinyağı
tuz, şeker
karabiber

Yapılışı
Levrekleri ister balıkçıda ayıklatın, ister kendiniz, 4 fileto haline getirin.
Soğanı yemek soğanı olarak doğrayıp, orta ateşte az zeytinyağı, tuz ve şakerle karamelize edin. İçine incecik doğranmış sarımsağı, küp doğranmış domatesi ve yine ince doğranmış yeşil köy biberlerini ve karabiberi katın, hepsini domatesler suyunu bırakıp tekrar çekene kadar pişirin.
Bu harcı ateşten alıp, balıkları fırınlayacağınız tepsiye yayın ve soğumaya bırakın.
Harcınız tepside soğurken, siz balığınızla birlikte yiyeceğiniz, domatesli ince kıyım roka salatanızı hazırlayın.
Fırını 180 dereceye kadar ısıtın. Artık soğumuş olan harcınızın üzerine levrek filetolarını resimdeki gibi dizin.



Levrekler hafif kızarıncaya kadar pişirin. Servis tabağına levrek filetosunu ve üzerine domatesli harcı koyun, afiyetle yiyin.

28 Ağustos 2010 Cumartesi

Bizim evde bir "slowfood" akımı var..

Blogumda yazdığım tariflerin bir kısmı aile yadigarı.. Herkesin annesi en lezzetli yemekleri yapar ya, benim annemin yemekleri de en lezzetliydi. Ondan öğrendiklerimi neredeyse hiç değiştirmeden uyguluyorum ve tariflerini de öyle veriyorum. Mesela etli enginar dolması tarifi gibi. Mutlaka denemelisiniz ilk enginar pazara çıktığında.

Ama yabanmersinli enginar öyle değil.. Eşimin yabanmersini sevdası bu yemeğin icadına sebep oldu. İlk denemede lezzeti yakaladım ve ailecek bir güzel ziyafet çektik kendimize. Tatlıyı, tuzluyu, mayhoşu birarada ve elbette enginarı da sevenler bunu da mutlaka denemeliler.

Yazdıklarımdan anlayacağınız gibi, bizim evde bir "slowfood" akımı var. Yemek çok ciddiye alınıyor, rasgele doymak için pek oturulmuyor sofraya. En "fastfood"dan anladığımız ise olsa olsa mis gibi domatesler, yeşil köy biberleri ile yapılmış menemen oluyor.

Aile bireylerinin yaptıkları sadece pişirdiklerimi yemek değil; önerileri, yorumları ile beni fazlasıyla destekliyorlar. Böylece bütün gün bir yerlerde koşturup akşamdan akşama bir masanın etrafına oturmuşken, hem karnımız doyuyor hem de adeta birlikte bir aktivite yapıyoruz.

Her denenenin her seferinde başarılı ve lezzetli olduğunu söylemek zor. E o da bu işin heyecanı ve riski. Buradaki tarifler mutlaka ve mutlaka denenmiştir. Fotoğraflar anında cep telefonumun kamerası ile çekilip bilgisayara aktarılmıştır. Başka bir blogdan alınmış bir fotoğraf asla yoktur.
Bu da böyle biline.

Şimdiden daha önce soframızı paylaşan arkadaşlarımızdan tarif istekleri geliyor. Böylece bana "ne pişireceğim" diye düşünme derdi de kalmıyor.
Ben bu işi sevdim gerçekten..

27 Ağustos 2010 Cuma

Kabaklı Kek



Hem sebzeli hem peynirli hem yeşillikli bir kek..

Malzemeler
sırasıyla
3 yumurta
1/2 su bardağı sıvıyağ
1/2 su bardağı yoğurt
1 su bardağı çavdar unu
2 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 orta boy rende kabak
1 su bardağı beyaz peynir rendesi
1/2 su bardağı siyah zeytin
1 su bardağı ince doğranmış dereotu, taze nane
1 tatlı kaşığı tuz
1/2 tatlı kaşığı mahlep
1/2 tatlı kaşığı kırmızı pul biber
1/2 tatlı kaşığı çörekotu
susam

Yapılışı
Yumurtalar sıvıyağ ile çırpılır, yoğurt ilave edilir. Çırpılmaya devam edilir.
İçine un, çavdar unu ve kabartma tozu ilave edilerek tahta kaşıkla karıştırılır. Tuz, pul biber, mahlep ve çörekotu katılarak karıştırmaya devam edilir. Daha sonra sırasıyla kabak rendesi, beyaz peynir rendesi, çekirdekleri ayıklanmış siyah zeytin hamura katılır.
Elde edilen hamur, yağlanmış ve unlanmış kalıba dökülür. Üzerine bolca susam serpilir.
Kalıp, önceden ısıtılmış 175 derece sıcaklıktaki fırına verilir, 40 dakika süreyle pişmeye bırakılır.
Ilık veya soğuk olarak servis edilir.



Afiyet olsun!

24 Ağustos 2010 Salı

Süzme Pilav Nasıl Pişirilir?

SÜZME PİLAV

Daha önce yapılışını anlattığım Kabak Huruşu, Süzme Pilav ile birlikte servis edilir.

Malzemeler
2 su bardağı Basmati veya Yasemin pirinci
2 yemek kaşığı sıvı yağ
1 çay kaşığı kadar tereyağı
1 orta boy patates
tuz

Yapılışı
Pirinci yıkadıktan sonra kaynatılmış ve içine bir tatlı kaşığı tuz ilave edilmiş suda bir saat bekletin. Bir tencerede su kaynatıp içine yine bir tatlı kaşığı tuz ilave edin. Yıkanmış ve sıcak suda bekletilmiş pirincin suyunu süzüp, kaynar suyun içine boca edin. Tencerenin kapağı açık olacak şekilde pirinç taneleri irileşinceye kadar haşlayın. Pirinç tanelerinin ezik olmaması önemlidir.


Haşlanmış olan pirincin üzerine 2 bardak soğuk su dökün ve çelik süzgeç ile süzün.


Diğer tarafta patatesi soyun, 3-4 mm'lik halkalar kesin. Pirincin demleneceği tercihan dip tutmayacak bir tencereye sıvıyağı ve tereyağını koyun ve tereyağı eriyinceye kadar ısıtın. Patates halkalarını tencereye dizin.


Patateslerin üzerine haşlanmış ve süzülmüş pirinci ilave edin, tencerenin kapağını kapatarak çok kısık ateşte yarım saat demlenmeye bırakın.


Yarım saat sonra pilavın ve patatesin kokusu çıkmış olacaktır. Tencerenin kapağını açın, tencerenin üzerine bir kağıt havlu koyduktan sonra kapağı yeniden kapatın ve yine kısık ateşte 10 dakika daha bekletin. Artık pilavınız servis edilmeye hazırdır.
Bunun için geniş bir servis tabağı hazır bulundurun ve tencereyi ters çevirerek, kızarmış patateslerin yukarıda kalmasını sağlayın.


Süzme Pilav olarak adlandırdığımız bu çok hafif pilavı, ızgara et, köfte, haşlanmış tavukla birlikte servis edebilirsiniz.
Aynı şekilde daha önce tarifini verdiğim kabak huruşunu da bu pilav ile birlikte sunabilirsiniz.



Afiyet olsun!

21 Ağustos 2010 Cumartesi

Büyük Anneanneden Bir Tarif


Leyla Hanım 1800’lü yılların son çeyreğinde Tebriz’den İstanbul’a gelin geldiğinde
14 yaşında imiş. Çok kısa zaman içinde kendinden oldukça yaşlı eşinin hoşuna gidecek yemekleri pişirmeyi öğrenmiş. Azeri mutfağına has yemekleri olduğu kadar, İstanbul’un ünlü Rum meze ustalarının mutfaklarının en iyilerinden yemiş olan kocası için tüm zeytinyağlı yemekleri de pişirir olmuş. Yaptığı zeytinyağlı dolmalar, anne mutfağının da izlerini taşırmış; bu nedenle yaptıkları başkalarınınkine hiç mi hiç benzemezmiş.
Daha 30’lu yaşlarında üç çocuğu ve tüm mutsuzluğu ile dul kalmış ve 90’lı yaşına kadar bir daha İstanbul’dan hiç ayrılmamış. Pişirdiği yemeklerin zeytinyağlı olanlarını ise hayatı boyunca hiç tatmamış.
Leyla Hanım, benim annemin anneannesi imiş. Çok uzun yıllar annem, dayım ve anneannemle birlikte yaşadığından, annem ondan çok şey öğrenmişti. Onun 19.yüzyıl İran azerilerinin sofralarındaki yemekleri ile büyüdük biz de.
Bu yemekleri tadan arkadaşlarımdan yemek konusunda biraz tutucu olanları kimi zaman yadırgadılar yemekleri. Ama şimdiki çocuklar, kızlarım, onların arkadaşları değişik tatlara daha açıklar. Merak edip deniyorlar bu yemekleri ve çoğunlukla da beğeniyorlar.
Bugün tarifini vereceğim yemek bunlardan biri. Biz ona “Kabak Huruşu” derdik. Ben İran’a hiç gitmedim. Ama eşim ve ağbim gittiklerinde bu ve buna benzer yemeklerin artık çok az evde piştiğini görmüşler

KABAK HURUŞU

Malzemeler
10 adet ince kesilmiş, dövülmemiş bonfile dilimleri
4 adet orta boy kabak
3 iri soğan
Tuz, karabiber, tarçın, limon, sıvıyağ

Yapılışı
Kabaklar önce uzunlamasına sonra da yarıya bölünerek dört parçaya ayrılır. Yanmaz tavada, az sıvıyağ ile hafifçe pembeleştirilir, fazla yağını süzdürmek için kağıt havluda bekletilir.


Bonfile dilimleri de yine yanmaz tavada az sıvıyağ ile sotelenir.
Et dilimleri yemeğin pişeceği tencereye tek sıra halde yerleştirilir.


Üzerine kabak parçaları da tek sıra halde yerleştirilir.


Soğanlar ince ve ay şeklinde doğranır. Yanmaz tavada az sıvıyağ, yarım tatlı kaşığı tuz ve yarım tatlı kaşığı toz şeker ile karemelize edilir. Soğanlar pembeleştikten sonra içine yarım tatlı kaşığı toz karabiber, yarım tatlı kaşığı tarçın, bir limonun kabuğunun ince rendesi ve limonun suyu ilave edilip karıştırılır.
Karamelize edilen ve tarçın, karabiber ve limon kabuğu rendesi ve limon suyu ile tatlandırılmış soğanlar, kabakların üzerine yayılır. Tencereye yarım çay bardağı soğuk su koyularak yemek kısık ateşte pişmeye bırakılır. Tarçın ve limonun kokusu size yemeğin piştiğini hatırlatacaktır ama siz yine de kabaklar yumuşayıncaya kadar bekleyin.
Kabaklar yumuşadığında tencerenizin altını kapatın.
“Kabak Huruşu”nuz yenmeye hazırdır ama böyle tek başına değil. Onu da bir sonraki tarifde size anlatacağım.